Tarih, belli bir dönemde yaşayan tarihçilerin, geçmişe ilişkin yürüttükleri bir araştırma ve bu araştırma sonucunda ortaya koydukları bilgi olarak açıklanabilir. Bu bağlamda tarihin gerçekleştirilebilmesi her şeyden önce tarihçiye bağlıdır denilebilir. Tarih araştırma ve eserlerinde tarihçinin rolü niteliksel anlamda da kendini gösterir. Bu durum, Carr’ın (1993) dediği gibi tarih kadar tarihçinin de incelenmeye değer olduğuna delalet eder. Tarihçinin, tarih araştırma ve eser ortaya koyma sürecinde nasıl davrandığının, hangi etmenlerden etkilendiğini açıklama görevi ise tarihyazımına (historiography) düşer.

Tarihyazımını, geçmişteki belirli bir toplum, devlet veya medeniyette var olan olay ve olguları araştıran süreçteki yöntem, kuram ve yaklaşımları, süreç sonunda inşa edilen metindeki anlatıları, bu araştırma ve metin oluşturma süreçlerinde özne olan tarihçileri, eleştirel bir biçimde analiz eden, akademik bir çalışma alanı olarak tarif etmek mümkündür. Bir diğer ifadeyle tarihyazımı, tarihçinin çalışma süreç ve ürünlerine odaklı olarak çalışan bir inceleme sahasına sahiptir. Bu çerçevede insana ve insanın oluşturduğu medeniyete dair tarihsel yorumların ve kavramların üretimini de inceler.

Tarihyazımı, Batı’da 20. yüzyılın ilk yarısından itibaren profesyonel bir akademik disiplin olarak faaliyet gösteren tarih disiplini konu edinir. Daha öncesi benzer çalışma konuları ise genellikle tarih yazıcılığı çerçevesinde açıklanmaya çalışılır. İngilizce literatürde oldukça kapsamlı ve derinlikli bir çalışma alanı olmasına karşın tarihyazımının, Türkçe literatürde henüz yeni yeni konuşulmaya başlandığı söylenebilir. Türkiye’de özellikle 1990’lı yıllardan itibaren Tarih Vakfı başta olmak üzere bazı sivil toplum örgütlerinin girişimleriyle düzenlenen bazı sempozyumlar çerçevesinde konu edilmiş, bazı yayınevlerinin çeviri ağırlıklı kitap yayınlarıyla tanınmaya başlamıştır. Bu bağlamda süreç içinde ortaya çıkan tarihyazımı.org platformu çerçevesinde yürütülen tarihyazımı çalıştayları ve editöryal kitap çalışmaları, tarihyazımı dergisiyle konu odağında farkındalık yaratmak ve yeni çalışmalarla katkı sağlamak şeklinde bir ivme kazanmış görünmektedir. Henüz hak ettiği değeri tam olarak görmüş bir alan olmasa da Türkiye’de tarihyazımının, hem tarihçiliğe katkısı hem de müstakil-akademik bir çalışma alanı olarak yayınlar ortaya çıkmaya başlanması, özgün araştırmalar üretilmesi bağlamında bugün geldiği nokta oldukça umut vericidir. Bu durumun oluşmasında tarih alanı yurtdışı doktoralı öğretim elemanlarının yurda döndükten sonra getirdikleri yeni yaklaşımların uluslararası network imkanlarının etkisi kadar ilki Nisan 2013’te dokuzuncusu ise Mayıs 2022’de Sivas’ta düzenlenen periyodik “Tarihyazımı Çalıştayları”nın önemli bir payının olduğu söylenebilir. Bu çalıştaylarda ve bunların vesilesiyle ortaya çıkan Türkiye’de Tarihyazımı (2011), Tarih nasıl yazılır, Tarih Yazımı İçin Çağdaş Bir Metodoloji (2011), Tarih için Metodoloji (2011), Türk Tarihçileri (2016), Dünyada Tarihçilik (2017), Yaşayan Türk Tarihçileri (2017), Türkiye’de Tarih Eğitimi (2017), Akademik Tarihçilik (2017), Dünyada Türk İmajı (2018), Türk Tarihinin ve Tarihçiliğinin Meseleleri (2019), Modern Türkiye Tarihi (2019), Tarih Ders Kitaplarında İmajlar: Devletler Halklar Kişiler (2019) ve Türk Tarihçiliğinde Tezler Teoriler (2020), Dünyada Tarihçiliğin Gündemi, Tarih Araştırma ve Yazımında Disiplinlerarası Yaklaşımlar gibi akademik eserlerde tarih araştırmacılarına tarihyazımı farkındalığının oluşturulması ve bu farkındalıkla tarih alanında daha nitelikli araştırmaların ortaya konulabilmesini sağlamak öncelikli bir konu olarak gözetilmiştir. Ancak bu girişim ve etkinliklere rağmen, tarihyazımının üniversitelerin lisans ve lisansüstü tarih programlarında dersler arasında henüz beklenen yeri edinemediği, tarihyazımının ya tarih yazıcılığı ya da çoğunlukla tarih metodolojisinin bir mütemmim cüzü olarak görüldüğünü söylemek mümkündür. Bu nedenle tarihyazımı alanına ilişkin farkındalık geliştiremeyen lisans öğrencilerinde ve lisansüstü araştırmacılarda bu alana ilişkin ciddi bir ölçüde bilgi ve beceri eksikleri görülmektedir. Ayrıca bu olumsuz durumun, tarih disiplini çatısı altında üretilen araştırmalara ve yayınlara da yansıdığı gözlemlenmektedir.

Bu gerekçelerden hareketle geliştirilen bu eğitim etkinliğinin amacı; lisansüstü öğrenim aşamasında olan tarih araştırmacılarına; tarihyazımına ilişkin bilgi, beceri ve farkındalığına sahip olarak alanlarına yönelmelerini sağlamaktır. Tarih alanında evrensel çapta nitelikli araştırmalar vücuda getirilmesini teşvik etmek ve tarihçi adaylarının tarihyazımında yaşadığı sorunlara ve bu sorunları çözme süreçlerine katkı sunarak çalışmalarını yönlendirmek ve nihai kertede onların bilimsel gelişimlerine katkıda bulunmaktır. Buradan hareketle Türkiye’de tarih alanındaki lisansüstü araştırmacıların formal ders olarak göremedikleri tarihyazımında karşılaşılan ana sorunlara ve bu soruların çözümlerine ilişkin teorik ve uygulamalı bir deneyim kazanmaları amaçlanmaktadır. Bu çerçevede formal eğitim-öğrenim süreçlerinde görmedikleri konuları, sorun odaklı biçimde fark ederek, tarihyazım süreçlerine ilişkin bilgi, beceri ve donanımlarını geliştirebilmelerine katkı sağlamak hedeflenmektedir. Belirtilen amaç ve hedefe uygun olarak hem teorik hem de uygulamalı bir yaklaşımla tasarlanan söz konusu bu etkinlik sayesinde, katılımcıların konuya ilişkin bilgi ve farkındalıklarının artırılması yanında, edindikleri bilgi ve becerileri mevcut araştırmalarında uygulama/kullanabilme becerilerinin geliştirilmesi de planlanmaktadır.